“Vay Be Filmlerdeki Gibi”…!
Yarın sabah güneş doğduğunda hayatında neler değişecek.? Gözlerini açtığında ilk neyi göreceksin? Yarın bir şeylerin farkına varabilecek misin? hala tek düze bir hayata devam mı edeceksin? Güneş ışınları odayı aydınlatırken bir plan yapıp güne mi başlayacaksın? Bugün de dünkü gibi mi olacak? Sıradan ve sade. Yoksa bugün uyanır uyanmaz yataktan kalkıp hiç denemediği bir şeyler yapmak mı isteyeceksin? Hızlıca kahvaltıyı hazırlayıp. Motoruna atlayıp rüzgara karşı, araçların arasından sıyrılıp düz bir vadiye mi ineceksin? Orada çıkarken yanına aldığın profesyonel fotoğraf makinen ile muhteşem pozlar mı yakalayacaksın? Gökyüzünde uçuşan kelebek sürüsünden biri yerdeki otlar arasında binlerce papatya içinde biraz daha belirgin olan papatyanın üzerine konuşu mu konu alacak bu karede? Ya da güneşin bulutların arkasına girme anını mı yakalamaya çalışacaksın? Işık demetleriyle oyunlar oynarcasına akarsuda bir görünüp bir kaybolan balıkların mı videosunu çekeceksin? İşlem tamamlandıktan sonra da ayakkabıları çıkarıp, pantolonu da diz hizasında katlayıp suya mı gireceksin? İçinden koşarak geçip karşıda duran laleyi evdeki eşine mi götürme kararı aldın bir an için? Harika diye bir çığlık kopardın bir an için elinde olmadan. Sonra oradan da atladın motoruna boynunda asılı fotoğraf makinen ile uzun ince asfaltta ilerlerken bakıyorsun ki yolda yüzlerce büyük baş hayvan sürüsü hemen yol veriyorsun. Geçmeleri için bekliyorsun, beklerken de fotoğraf çekiyorsun. derken yanına iri bir çoban köpeği geliyor. O an hafiften korkuyorsun. başlıyor etrafında dönmeye ve arada bir de hırlıyor. Hiç bir şey yapmıyorsun, yapamıyorsun. Uzaktan bir ses geliyor. bu ses seni çok ama çok sevindiriyor. ne olduğu ve nereden geldiği pek anlaşılamayan sesten sonra köpek hızlıca uzaklaşmaya başlar. Rahatlamaya başlarsın fakat bununla yetinmeyip, köpeği de giderken fotoğrafı çekmeyi aklına getirirsin ve hemen yaparsın. artık yol açılmıştır. Atlarsın tekrar motoruna başlarsın bir şarkı söylemeye. Uzun uzağı söylediğin bu şarkı ormanlık bir alana geldiğinde kendiliğinden son bulur. Az önce ki asfalt artık tek bir arabanın zor gidebildiği bir patika yol olmuştur. Ama daha da keyiflenmişsindir. İçinden “Vay be filmlerdeki gibi” cümlesini söylediğin an anlarsın ki bugün dün gibi olmadı, olması da artık bu saatten sonra imkansız. Patika yolun etrafındaki ağaçlar neredeyse yolu yok etmişler. Dalları öyle yolu kapatıyor ki arada sırada başını dallara çarpmamak için motoru sağ sol yaptırıyorsun. Zaten yolda da onlarca çukur belirmeye başlamıştır. Derken yağmur bastırır. bu sefer ise sağ elinle motoru kullanıyorsundur, sol elindeki makine ile ise yağmur damlalarının ağaç yapraklarına değişini, patikadaki çukurlardan sıçrayan suların büyük bir canlılıkla sıçrayışını, arada sırada gök gürültüsünün geldiği yöndeki hava olaylarını çekmek için elinden geleni yapıyorsundur. Bir buçuk yahut iki saat süren bu yolculuktan sonra yağmur dinmiştir. Altı yedi evin olduğu bir köy bakkalından yiyecek bir şeyler almış manzaralı bir kayanın üzerine geçip yemeğe başlamışsın. Bir yandan da bu güzel havada bir şeyler dinlemek için cep telefonunun radyosunu açmışsındır. Bir yandan o çalarken doğayı dinliyorsundur. Kuşlar, böcekler, rüzgar resmen radyoda çalan müziğe eşlik ediyorlardır. Çok ama çok keyiflenirsin. Elindekileri yere bırakıp ayağa kalkarsın. Ve uzun bir “ooof” çekersin. Öyle bağırmışsındır ki neredeyse karşı dağdaki ağaçlar geriye doğru gidip gelmiştir. Radyonu kapatıp, telefon rehberinden eşinin numarasını bulup ararsın. Telefon çalar ve açılır. Başlarsın anlatmaya. Derken yarım saatlik bir görüşmeden sonra ortalığı toplar. “Ben geliyorum” dersin. Artık kendinden eminsin hem de çok. Yapmak isteyip de yapamayacağın şey yoktur. O an buna o kadar çok inanırsın ki. Pozitiflik içine işlemiştir. Motoruna biner yola başlamadan az önce yağan yağmurun kokusunu içine derince bir çekersin. Toprağı hissedersin çektikçe. Motoru çalıştırıp yoluna devam edersin. Saat öğleden sonra üç gibidir. Dönme vakti geldiğini bilirsin. Bu sefer eve dönüş başlamıştır. Eve gelir bir kucaklaşırsın. başlarsın bu sefer fotoğraflarla anlatmaya. Sonra yarın işe gitmeyeceğini bildirmek için patronunu arasın. bir günlük bir izin koparırsın. Sabah olduğunda başka bir yolculuk başlar. Yalnız bu sefer yalnız değilsindir. Artık her hafta sonu farklı yerlere gitmeyi alışkanlık edinmişsinizdir. Arşivler anılar derken koca bir ömür geçer gider. Önemli olan bu hayatı iyi değerlendirebilmek.
İyi günler diliyorum…