Yaşamak Büyük Risktir
Hayatta bazen risk almak gerekir. Aslında akşam üzeri biraz gezintiye çıkmak için yürümek bile büyük risktir. Neden mi? İnsanoğlu başına neler gelebileceğini bilemez . Bir bakarsın bir kazaya kurban gitmişsindir. Derken bu dünyadan izlerin silinmiştir.
Yaşayan bir canlı risklerin en büyüğünü üstlenmiştir. Yaşamı boyunca durmadan bir şeyler yapmak için uğraşır durur. Ve ki hiç bir şey yapmasa bile bir belanın gelip ona bulaşmayacağı muammadır. Gerçekten de öyle değil midir? Bardan çıkarsınız. En masumane duruşunuzla eve gitmeyi yeğlerken bir iki genç etrafınızı çevirir. Cebinizdeki bir kaç lira için size bıçağı saplar. Bu risk değil de nedir peki? Aslında bu örnek çoğu filmlere konu olan bir olaydır. Bu olayda bara gitmek mi suçtur yoksa sokakta yürüyerek eve gitmek ya da araca binmeye çalışmak mı? Ya da şuradan bir bakarsak ta cebimizde bir kaç liranın olması mı suçtur!? Gerçekten muamma değil mi? İşte yaşamak büyük risk dediğim budur.
Hadi bu olayı geçelim. Kim bara gidecek alkollü olarak eve dönecek. Zaten bunu yaparsa riske girmiştir diyoruz diyelim. Fakat bi düşünelim şimdi evde uyuyorsunuz. Gece yarısı olmuş. Evde eşiniz bir de çocuğunuz var diyelim. Bir tıkırtı duydunuz. Sonra bir kaç defa daha aynı sesleri duydunuz. Evinizde bir şeylerin olduğunu fark ettiniz. Yatağınızdan kalkıp oturma odasına yöneldiniz fakat bu sefer sesler kesildi. Sonra bir anda arkadan size doğru gelen biri sağ koluyla boğazınızdan sıkıca kendine doğru çekip, başınıza sol elindeki sopa ile vurur ve yere yığılırsınız. O arada bayılmışsınızdır. Odaya eşiniz ve çocuğunuz da gelir ve onları da bayıltıp her üçünüzü de elleri arkada üç sandalyenin sırtı birbirine gelecek şekilde bağlar. Ve soyguna devam eder. Ayılmışsınızdır fakat ağzınız bağlı olduğundan olan biteni izlemekten başka bir şey yapamazsınız. Bir düşünün bu olayda ki evi soyulan adamın ne suçu vardır? Bence hiç bir şuçu yoktur. Sadece bir evi ve ailesi vardır. Eğer evi ve ailesi olmak suç ise tamam. O zaman suçlu. Yani şunu söylemek gerekirse risk her yerde vardır. Her canlı için risk hayatta vazgeçilmezdir.
Şimdi dersiniz ki riski bu olaylarla mı ele alıp anlatıyorsun. Ne biçim bakış açısı diyebilirsiniz. İlla da riskin anlamı bu değil derseniz. O zaman risk kavramını başka şekilde ele alıp anlatalım. Bir iş adamısınız diyelim borsaya girdiniz. Büyük bir mevla kaybettiniz. Riskli bir durumdu kaybetmekte vardı kazanmakta değil mi?
Şimdi de bir ilkokul öğrencisiniz. 10 yaşındasınız ve güzel günler geçiriyorsunuz. Bir tiyatro oyunu için sizi seçtiler. Ve tiyatroya hazırlanıyorsunuz. Her şey yolunda. Fakat yolunda olmayan tek bir şey var. O da hiç ezberiniz yok. Bu da tiyatroda büyük eksiklik. Öğretmenleriniz olsun dedi. Çünkü çok iyi doğaçlama yaptığınızı biliyorlar. Derken oyuna hazırlanıldı ve gösteri günü geldi çattı. O gün öyle çok heyecanlısınız ki elleriniz birbirine karışıyor. Sahne de ne yapmak istediğinize karar veremiyorsunuz. Nerede olduğunuzu sürekli şaşırıyor. Ve elleriniz titriyor. Sözleri aklınıza gelmesinden ziyade o kadar kalabalığın önünde olmak sizi sizden alıyor. Ve akşamında her şey bitmiş ve gerçekten kötü bir performansla cidden izleyiciler için berbat bir oyun bırakmıştınız. Şimdi burada anlatılmak istenen çocuğun toplum karşısında nasıl tutum sergilemesi ve heyecanına yenik düşüp düşmeyeceği değildi. Öğretmenlerin ezberi olmayan çocuğu iyi doğaçlama yapıyor diye oyuna alması da değil buradaki olay tiyatroda oyunu yapmakla baştan riske girmesidir. Neden mi çünkü herkes kalabalık karşısında heyecanlanıp istediğini yapamayabilir. İstenilen sonuçların elde edilmemesine neden olur. Bu da olayın başından itibaren risk içerdiğinin kanıtıdır.
Yaşayan her canlının hayatında risk vardır demiştik. Zaten risk olmadan bir canlı yaşaması mümkün değildir. Tabi bu da riski nasıl değerlendirdiğinizle ilgilidir.
Göreceli kavramlarda bu hafta da “ Yaşamak Büyük Risktir” konusunu konuk ettik. İyi haftalar geçirmeniz dileklerimle.