Pamukkale Travertenleri: UNESCO Dünya Mirası, Birlikte Keşfedelim
Dünya’da benzersiz bir yere gidelim. Beyaz Cennet diye anılan Pamukkale! Bizlere oluşumuyla olsun doğasıyla olsun başka bir yerde göremeyeceğiniz güzellikte bambaşka bir atmosfer sunuyor.
İnsanların görmek istediği bir yer haline gelen Pamukkale UNESCO Dünya Mirası listesinde yerini almıştır. Yurt dışından gelen misafirlerin özellikle ziyaret etmek istedikleri yerler arasındadır. Denizli’ye 18 km uzaklıktadır. Ulaşımı oldukça kolaydır. Travertenlere varmadan yolunda sevmeye başlayacaksınız. Uzaktan kilometreler boyunca görülen kar beyazı sizleri büyüleyecek. Gittikçe yaklaştığınızda heyecanınız tavan yapacak.
Pamukkale, Hierapolis Antik Kenti’nin hemen yanında yer alıyor. Gittiğinizde görmeniz gereken bir tarihe sahip. Sizleri içerisinde şehrin içerisinde bulunan müzeler, antik havuz, tiyatro ve birbirinden farklı yapılar karşılayacak. Ve hatta şifalı antik havuzda tarihi sütunlar eşliğinde yüzebilirsiniz. Ayrıca Karahayıt yerleşkesinde bulunan ve Kırmızı Su diye geçen yere de oldukça yakın. Yakınlarında bulunan Laodikeia Antik Kenti’ni de ziyaret etmelisiniz.
Travertenler
Pamukkale Travertenleri, kar beyazı teraslı tepelerden oluşuyor. Çökelez Dağının eteklerinde, ovadan 100–150 m. yükseklikte yaklaşık 6 km. uzaklıkta travertenlerin oluşumunu sağlayan termal kaynaklar yer alıyor. 50 m.yüksekliğinde yaklaşık 3 km uzunluğunda ve 250–600 metre genişliğindeki bu travertenleri termal sular oluşturuyor.
Termal su 320 m. yükseklikte bulunan traverten başına gelerek buradan da kar beyazı rengindeki traverten katmanlarına dökülerek 240-300 metre kadar yol kat ediyor. Kalsiyum karbonatlı su buharlaştığında ortaya beyaz travertenlerin pamuksu halini alıyor. Daha sonraları ise katılaşarak yüzeyi kristalleşerek kayalara dönüşüyor. Yapısında sülfat, sodyum, demir, potasyum, magnezyum, serbest karbondioksit bulunmaktadır..
İlk halinin yumuşaklığı nedeniyle Pamukkale adını alıyor. 17 adet sıcak su alanı bulunuyor. Antik çağdan bu yana şifalı suları ile tanınan ve o zaman da günümüzdeki gibi şifa bulmak isteyen ziyaretçilerini ağırlıyor. Şifalı suları sindirim, solunum, dolaşım ve deri hastalıklarına iyi gelmektedir. Bu yüzden sağlık turizmi için de bölge oldukça misafir ağırlamaktadır.
“Adım adım seyahat!” diye yola çıktık. Bu yolculuğumuzda sizlerle en ince detayına kadar tarihi yapıları inceleyeceğiz. Sanki birlikte geziyormuş gibi bir hisle samimi sohbet havasında bir seyahat bu videoda sizleri bekliyor olacak.
O zaman ne duruyoruz. Haydi keşfedelim!
Seyahat İçin Birkaç Öneri
Seyahat sırasında işinize yarayacak bir kaç tüyo vermek isterim. Müzekart ile giriş yaptınız. Yanınıza bir sırt çantası, bir poşet almanızı tavsiye ederim. Çünkü travertenler zarar görmemesi için yalın ayak olarak gezilmektedir. İlk giriş öncesi poşete koyduğunuz ayakkabılarınızı ellerinizde ağırlık oluşturmaması ve rahat rahat gezebilmek için sırt çantanıza atarsınız. Bu sayede de siz gezinize ve eğlencenize bakarsınız. Fotoğraflarda elleriniz de bulunan araç gerekler de olmamış olur. Oraya gittiğiniz de yanınıza su da almayı unutmayın. Yol sizi yormadan önlem almış olursunuz. Uzun, farklı ve güzel bir tırmanış olacak. Ayrıca yanınıza alacağınız şapka ve güneş gözlüğü rahat bir yürüyüş olmasını sağlayacaktır. Bunlara dikkat etiğiniz de daha da yolculuğunuz daha da keyifli hale gelecektir.
Düzenli olarak bu kanala videolar yüklemeye devam edeceğim. Bir başka yol macerasında görüşmek üzere. Öneri ve sorularınızı yorum olarak iletebilirsiniz.